31 Ağustos 2009 Pazartesi

TRABZON SALNAMELERİ

Yahya DÜZENLİ
duzenliyahya@gmail.com

Trabzon; Osmanlı dönemi yazılı şehir tarih-kültürünü ihtiva eden zengin kaynaklara sahip ender şehirlerden birisidir. Bu kaynakların yakın tarihe ışık tutan en önemlilerinden olan Salnamelerin değeri henüz yeterince anlaşılmamıştır.

Şehir yıllıkları olan “Salname”ler ilk defa Tanzimat döneminde 1864 yılında yayınlanmıştır. Trabzon Vilayet Salnamesi de ilk defa 1869 yılında yayınlanıp 1904 yılına kadar olan sürekliliğiyle dikkat çeker. Salname; “Genel olarak geçmiş yılların veya bir yılın bütün olaylarını, her türlü icraatını, istatistik, ticaret, sanayi, iktisat, tarih, fen ve biyografi bilgilerini özet halinde ihtiva etmek üzere her sene hazırlanarak yayımlanan eserler hakkında kullanılan bir tâbirdir.”

Osmanlı’nın yıllıkları olan “salname”lerden başlıcaları Devlet, Hariciye, İlmiye, Askeri, Bahriye, Maarif, Rasathane, Rüsümat, vs. olmak üzere çeşitlilik arzediyor.

Şehir Salnameleri, şehrin hafızası niteliğindedir. Şehirde meydana gelen olaylar, şehrin siyasi, sosyal, ekonomik, malî, demografik, zirai ve idari yapısı ile ilgili detaylı bilgiler bu salnamelerde kayıtlıdır.

Osmanlı; ilk kroniklerden olan Âşıkpaşaoğlu Tarihinden başlayarak, daha sonra özellikle XV. yüzyıldan itibaren tutulan başta Tahrir Defterleri, Avârızhane Defterleri, Cizye Defterleri, Ahkâm Defterleri, Şer’iyye Sicilleri, vs. olmak üzere kayıt altına almadığı hiçbir toprak karesi bırakmamıştır. Doğru bilgiler ihtiva eden bu kaynaklar, bugünün ve yarının dünya, şehir, iktisat, sosyal, vs. tarihini yazacak ilim adamları için temel başvuru kaynaklarıdır.

Ne yazık ki bu derece zengin kayıtlara sahip olmamıza rağmen, bu kaynakların fakiri de gene bizleriz. Kaynaklarımızdaki “değer”leri ortaya çıkarmada tembel, yetersiz ve bir o kadar da ehliyetsiz olmak, “yerlilik” adına önemli bir vasıf olsa gerek (!)

Onun içindir ki Trabzon’un Osmanlı dönemi Tarihini Amerikalı Osmanlı Tarihçisi Heath Lowry’den, Trabzon’un dil ve diyalektlerini Norveçli Prof. B. Brendemoen’den, Antoropolojik yapısını Amerika’lı M. Meeker’den okuyoruz. Hem de (ne kadar olabilirse) o derece objektiflikte !

Trabzon Salnamelerine gelmek istiyorum.

Trabzon’un altıyüz yıl öncesini önümüze seren ilk Tahrir Defterleri örneğinde olduğu gibi, Salnameler de gelecek yüzyıllarda önemi daha da artan kaynaklar olarak önümüzde durmaktadır.

Ankara’da (Trabzon’lu işadamlarının aklına kim düşürmüşse) Trabzon Vakfı’nca Haziran 1993’de yayınlanmaya başlanan Trabzon Vilayeti Salnameleri, Ocak 2009’da 22. cildinin de yayınlanmasıyla tamamlamış bulunuyor. İlki 1869 Yılına ait olan Trabzon Salnameleri’nin sonuncusu 1904 yılına ait. Trabzon’un 36 yıllık toplumsal tarihinin her karesini ayrıntılı bir şekilde anlatan Vilâyet Salnameleri’ne gereken ilgi gösterilebilecek mi? Bilemiyoruz.

Trabzon’la birlikte Gümüşhane, Canik (Samsun), Lazistan (Rize), Livane (Artvin), Batum, Giresun ve Ordu’nun bir kısmının da içinde olduğu Trabzon Vilayeti Salnameleri’nde tüm Osmanlı vilayetleriyle ilgili ayrıntılı ve ilginç verilere de rastlamak mümkün.

Trabzon’un değerli emektar, çalışkan, üretken kültür tarihçisi Kudret Emiroğlu dostumuzun bir kuyumcu titizliğiyle günümüze aktardığı Trabzon Salnamelerinin en güzel taraflarından birisi; hem orijinal Osmanlıca metnin bulunması, hem de metnin birebir karşılığının her sayfada verilmesi. Başta hazırlayan Kudret Emiroğlu olmak üzere Trabzon Vakfı’nı bu önemli eserleri Trabzon’un hafızasına tekrar sundukları için tebrik ediyoruz. Kudret Emiroğlu Salnamelerin birinci cildinin önsözünde Salnamelerin önemine ilişkin şunları söylüyor:

“1866 yılından itibaren Osmanlı Vilayetleri Salname yayımlamaya başlamışlar ve 1871/72 yılından sonra salname yayımlamayan vilayet kalmamıştır. Vilayetlerde kurulan devlet matbaaları ve resmi vilayet gazeteleri ile birlikte salnameler, toplumdaki yeniliklerin yerel düzeyde dile getirilmesinin aracı olarak benimsenmişlerdir. Salnameler bu değişimin sesi ve yıl yıl yaşanmasının tutanağıdır.

Osmanlı tarihi, henüz kendi kaynaklarına dayanılarak yazılmış olmaktan uzaktır. Hükümet merkezli klasik tarih araştırmalarının dışında toplumsal tarihçiliğin gelişmesiyle bu tarihin yeniden yorumlanıp, üretilmesine katkıda bulunacak nitelikte kaynaklar olarak Salnameler önem kazanmaktadır. Ondokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden başlayıp yirminci yüzyıla uzanan sürecin birinci elden tanıklığını yapan Trabzon Vilayeti Salnamalerinin yayımlanmasıyla Orta ve Doğu Karadeniz bölgelerimiz için önemli bir kaynak da kullanıma açılmış olmaktadır. “

Sadece maddi veriler değil, tarih ve kültür muhtevasıyla da önemli bir şehir yıllığı olan Trabzon Salnameleri’nin her birinin ilk sayfalarında kronolojik bir peygamberler tarihi, önemli dünya olayları, Osmanlı Tarihi de vardır. Salnameler bir her yönüyle “şehir envanteri” olduğu gibi aynı zamanda genel bir “ansiklopedi” özelliği de taşırlar.

Örneğin; İlk insan-İlk Peygamber Hz. Adem’den bugüne kadar dünya tarihi şöyle veriliyor:

Hicretten
6212 sene mukaddem (önce) Hilkat-i Adem aleyhisselam
4582 sene mukaddem Avrupalıların zabt ve tahrirleri mucibince hilkat-i Adem aleyhisselam.
2974 sene mukaddem Tufan-ı Nuh aleyhisselam.
2580 sene mukaddem Veladet-i İbrahim aleyhisselam
2480 sene mukaddem Hitan-ı İsmail aleyhisselam
2317 sene mukaddem Yakup aleyhisselamın Mısır’a teşrifleri
2075 sene mukaddem Musa aleyhisselamın Mısır’dan hurucları
1638 sene mukaddem Davud aleyhisselamın berriyet-üş-Şam’da padişahlığı
1598 sene mukaddem Süleyman aleyhisselamın padişahlığı
583 sene mukaddem Milad-i Hazreti İsa aleyhisselam
…. Fahr-i alem sallallahu aleyhi vesellem efendimiz hazretlerinin Mekke-i mükerremeden Medine-i Münevvereye hicret buyurdukları…

Ayrıca Hristiyan ve Yahudi tebaanın resmi ve dini tatil günlerine dair takvim bilgileri, dünya tarihinin önemli olayları, Osmanlı tarihinin önemli fetih ve olayları, bazı velilerin vefatları, bazı şehir ve camilerin kuruluş ve yapılış tarihleri, keşifleri, icadları, vilayete bağlı tüm yerleşim birimlerine ait her türlü ayrıntılı bilgileri Trabzon Vilayet Salnamelerinde bulmak mümkündür.

Başka bir örnek olarak Trabzon’un ilçelerindeki madenlerle ilgili bazı ilginç bilgiler:

“Sürmene nahiyesinin tura tabir olunur bir nevi keten ipliği çıkıp Rumeli ve Anadolu ve Arabistan taraflarına irsal olunur.” (1869)

“Vakfıkebir nahiyesi kurasında demirci ve kundakçı esnafı olup, imal ettikleri eşya derun-i nahiyede sarf olunur.” (1869)

“Of kazasında bir miktar kara keten tabir olunur bez ve siyah şal tabir olunur bir nevi yünden kumaş imal olunup Erzurum ve Malatya taraflarına nakl ve füruht olunur.” (1869)

“Yomra nahiyesinde Trabzon’a dört saat mesafede bir adet kurşun madeni bulunup bir seneden beri bi’l-amal tecrübesi icra olunmaktadır.”(1869)

Trabzon; Vilayet Salnamesinin son cildinde (1904) Ma’lumât-ı Umûmiyye başlığı altında şu şekilde anlatılır:

“Trabzon vilayeti Anadolu’nun İsviçresi hükmündedir: Bu vilayette de yaz kış üzerinden kar eksik olmayan yüksek dağlar, saatlerce uzanıp giden çam ormanları, muhavvif uçurumlar, sarp ve dik kayalıklar, mezrû vadi ve tepeler, yaz mevsiminde sahil ahalisinin göçtükleri yaylalar birbiri ardınca mütevarî olur. İnsan herhangi tarafa gözünü gezdirmiş olsa böyle arızalı yerler görür ve bu yerlerde yaşayan halkın ne kadar çevik ve çâlâk adamlar olmak lâzım geleceğini anlar.

Sahil-i vilâyetin menâzır-ı bediiyesini hakkıyla tasvir etmek pek güçtür… Vapurla bir iskeleye gelmiş olsanız her yerde çalışkan, cesur bir halk görürsünüz… Dereler yazın hâtırât-ı bedîasını yâd edip inler; denizin feverân-ı gazebi herkesi korkutur, ardı arası kesilmeyen furtınalar güzel günlerin daha pek uzakta olduğunu ihtardan hali kalmaz. Bütün bu furtunalarla, dehşetli kışlarla, yüksek dağlarla, her türlü şedaid-i iklimiyyesiyle Karadeniz sahili dünyanın en güzel yerlerindendir !”

Trabzon folklorüne dair bir ilginç cümle: “Trabzon halkının hissiyat-ı bediiyeden mahrum olduklarını iddia etmek haksızlık olursa da sanayi-i nefiseye rağbet eden kimseler pek azdır. Köy düğünlerinde davul zurna gibi kaba saba şeyler görülür; kemençenin saatlerce devam eden mutaredded ahengi sâmia-hıraş olur.”

Of’un medreseleri ve kıyafetlerle ilgili bir paragraf: “Of’ta medrese ve mekteb gibi mebânî her taraftan ziyade olmağla medrese ve talebe-i ulûm-i şerife çoktur. Ekser köylerde müteaddid mesacid-i şerife vardır. Hocalarla talebe mesleklerine mahsus olan elbisiye ve ehl-i kurada kısmen zıbka ve mintan ve kısmen karavana şalvar giyerler..”

Daha birçok bilgi ve belgeyi ihtiva eden Trabzon Vilayeti Salnamelerinin tamamını Ankara’da Trabzon Vakfı veya İstanbul’da Heyamola Yayınlarından temin edilebilir.

(Günebakış, 26 Ağustos 2009)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder