Yahya Düzenli
“Köylülük” ve “Şehirlilik” bir mekân
aidiyeti mi ifade eder? Yoksa bir davranış refleksi midir? Veya köylülük bir
zihin ve düşünüş biçimi midir?
Kasta göre değişen “köylülük” ve “şehirlilik”
kavramları, ülkemizde argoya düşmüş bir şekilde bir tarafı aşağılamak, bir
tarafı da itibarlı kılmak için kullanılıyor. “Köylülük” ilkellik, kabalık,
görgüsüzlük, gerilik, gelenek, tarım, fakirlik, ufuksuzluk; şehirlilik ise
ilerilik, incelik, refah, nezaket, saygı,
fabrika, modernlik, anlamına geliyor. “Köylülük” mefhum-u muhalifinden
yola çıkılarak tanımlanan bir kavram. Yâni “şehirli olma”ya nisbet edilerek
kullanılıyor.
İnsanlık tarihi, “köylü”lerle
“şehirli”lerin mücadelesi olarak izah eden tarihçilerden tutunuz da, ne
pahasına olursa olsun ‘köylülükten kurtulma’ya hayatını adamış iktidar
sahiplerine kadar köylülükle şehirlilik arasında şekillenip duruyor.
Ülkemizde köylü”lerin şehirleri istilâsı
önemli bir toplumsal olay. Hatta sosyologlara sorarsanız şehirlerimizdeki
kaosun sebebi, “köylülerin şehirlere akını”. Bu akın cumhuriyet tarihi boyunca
bir türlü durdurulamadı. Alınan tedbirler, zorlamalar, baskılar bir türlü
köylülerin şehre akınlarını engelleyemedi.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Başkent
Ankara’ya girişi yasaklanan köylüler, 90 yıl sonra şehri bütünüyle istilâ etmiş
durumda.
Ama nihayet köylülükten kurtulamayan ve
köylülerin istilasından kaçamayan şehirlerimiz için nihaî ve en etkili çözüm
bulundu. Nasıl mı ? Yasayla, mevzuatla “köylülükten kurtuluyoruz” (!)
Şöyle:
Yeni çıkan Büyükşehir Yasasıyla nüfusu
750 bini aşan 13 ilimize daha büyükşehir statüsü kazandırıldı. Bunlar: Aydın,
Denizli, Muğla, Tekirdağ, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa,
Hatay, Malatya, Mardin ve şehrimiz Trabzon.
Bunlarla birlikte toplam 29 büyükşehirimiz oldu.
İlginçtir ki, siyasî iktidar büyükşehir yapmaya karar
verdiği iller için formül buluyor. Eğer iktidarın büyükşehir yapmaya “azm ü
cezm ü kasd ettiği” ilin “şehirli” nüfusu 750 bine ulaşamıyor ise o ilin
metropol sınırını diğer ilin sınırına dayayıp, tüm köylüleri “şehirli nasb
ederek” çözüm buluyor.
Yeni Büyükşehir Yasasıyla Türkiye büyük
ölçüde “köylülük”ten kurtuluyor. Biraz daha gayret edip eğer tüm illerimizi
“Büyükşehir” yapabilirsek, ülkemiz bütünüyle “köylülükten şehirliliğe” geçiş
devrimini başarmış olacak. Tıpkı cumhuriyetin 10. Yıl Marşı’nda “On yılda on beş
milyon genç yarattık” dedikleri gibi, mevcut iktidar da “On yılda …..
büyükşehir yarattık” marşını besteletmeye hak kazanmış olacak (!)
Hatta uğruna bir de “Büyükşehir Bayramı”
ve resmî tatil ilan ederiz olup biter.
Sizin anlayacağınız “mevzuatla” köylülükten şehirliliğe geçiyoruz.
En önemlisi de yeni “Büyükşehir
Yasası”yla feodalite yıkıldı, yeni bir çağ açıldı (!)
Kendi köyüm olan Çaykara’nın yüksek bir
orman köyü de bu kanuna göre doğrudan büyükşehire dahil ediliyor. Sizin
anlayacağınız benim köylülerim de yeni düzenlemeyle “otomatik şehirli” oldu (!)
Bu yeni fiili durumda, köyler
metropolitan alana alındığı için istatistikler de değişecek.
Vay haline coğrafyamızın !
İklim, topoğrafya, ekolojik denge,
biyolojik yapı değişecek…
Bu “şehirli” siyasiler eliyle gerçekleşen
bir “köylü devrimi”.
İşin irosine biraz daha girelim:
Yeni Yasaya göre;
·
Artık büyükşehir
sınırlarına alınmayan kişiler köylü olarak tanımlanacak. Nüfusa dayalı yeni bir
coğrafi işaretleme sistemi inşa
olunacak.
·
Eski Ankara
Valisi Nevzat Tandoğan gibi artık “Ulan köylü!” denilemeyecek!
·
Eskiden Ankara
Palas’ın önüne sokulmayan köylüler artık İstanbul Kanyon’da bile gezebilecek!
·
“Köylüleri nasıl
adam ederiz” diye düşünen iktidar sahipleri artık “şehirlileri nasıl adam
ederiz” diye düşünecek!
·
Anadolu’daki ziraat
odalarının duvarlarındaki “Köylü milletin efendisidir” levhaları indirilip,
yerine “Efendi artık şehirli oldu!” levhaları asılacak.
·
Şair İsmet
Özel’den “Köylüleri niçin öldürmeliyiz” mısraını değiştirmesi veya bu konuda
yeni bir şiir yazması istenecek!
Daha neler mi olacak?
·
Evimiz değişecek,
odalarımız, eşyalarımız değişecek.
·
Kerpiç betona
saygı duyacak!
·
Tarlalar
plazaların yollarını gözleyecek!
·
Köylerimizde
rezidanslar yükselecek.
·
Çocuklarımıza
ilkokulda öğretilen insanlık tarihindeki “yontma taş” ve “cilalı taş”
dönemlerine “beton rezidans ve plaza” dönemleri eklenecek!
·
Köylüler artık
gökdelenlerin teraslarında yayla yapacak!
·
Köy bakkalları
kapanacak, köy AVM’leri açılacak.
·
Köy ihtiyar
heyeti artık kariyer peşinde koşacak!
·
Köy odaları bile artık
“turizm belgeli” olacak!
·
Köy evlerinin
ahırları otomobil garajına dönüştürülecek!
·
Almanya’dan köyüne Mercedes arabasıyla dönen
işçimizin arabasının önüne o güne kadar araba görmemiş köylülerimiz artık ot,
saman değil, tablet bilgisayar, iphone koyacak.
·
Herhalde inekler
de artık süt yerine ‘enerji içeceği’ verecek !
·
40 yıldır bedava
içtiğimiz suyu artık köy AVM’sinden pet şişelerde satın alacağız!
·
Herhalde bu
yasadan sonra Türk köylüsünün en büyük hayallerinden birisi “köye metro”
gelmesi olacak! Ayrıca köyümüze (yani eski köyümüze) “Havaalanı istiyoruz”
talepleri yükselecek.
Türkiye bu Büyükşehir Yasası ile
“binyılların devrimi”ne imza attı.
Aslında insanlık tarihinin başaramadığı on bin yıllık “köylülüğün
ortadan kaldırılması” sürecini bir yasa ile bitirmiş oldu. Tanzimat’tan bu yana
bir türlü gerçekleştirilemeyen bir devrim yapıldı.
İşte kalemin ve parmağın gücü bu !
Ne mutlu bize ki, Tanzimat’tan bu yana
kellelerin bile verildiği modernleşme macerasını bugünkü idarecilerimizin kalem
oynatmaları ve meclisteki kalkan eller sayesinde emin bir limana ulaştırmış
bulunuyoruz. Gerçek “Tanzimat” bu! Tanzimat yâni tanzim edilme, istif edilme,
yeni bir düzene sokulma…
Yaşasın, feodalite yıkıldı!
Artık yeni Marks’lar, yeni Lenin’ler,
yeni Mao’lar çıkıp köylülere nutuk irad edemeyecek ve demokratik devrim için
köylüleri harekete geçiremeyecek (!) Yani bir tarihsel ideolojinin tarihsel
tabanı ve son artıkları da çöpe atılıyor. İktidarımız ve meclisimiz sayesinde
tarihsel tezleri böylece bir kez daha çökmüş oldu.
Artık hepimiz şehirliyiz (!)
Bundan sonra her an karşınıza çıkacak
Çaykara’nın Visir köyü yokuşundan aşağı elinde tabletle inen, bu arada Instagram’dan
fotoğraf yükleyip Facebook’ta paylaşan 80 yaşında modern köylüler pardon. yeni
şehirliler görebilirsiniz…
Biz kaosa dönmüş modern zaman şehirleri
nasıl ıslah edilebilir ve nasıl yeniden ihya edilebilir diye düşünürken bir de
baktık ki durum tersine döndü.
Bu kez “şehirli”ler köyü istila etmeye
başladı.
Köyümüzü kaybetmek istemiyoruz!
Genleri bozulan köyümüze yeni bir
‘genetiği değiştirilmiş şehirli’ statüsü verilmesine isyan ediyoruz (!)
Köyümüzü geri istiyoruz ! Artık
bulabilirseniz…
Gelecek on yılların mottosu ile
bitirelim: “Ne mutlu köylüyüm diyene” (!)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder