8 Temmuz 2013 Pazartesi

“YAVUZ SELİM” İSMİNİ SAHİPLENEMEYEN, KORKAN VE KAÇAN ŞEHİR: TRABZON!


Yahya Düzenli
duzenliyahya@gmail.com


Yazık Trabzon’a.
Yazık bir zamanların medeniyet şehrine!
“Şifasız bir illet”le malûl, “hafızası” silinmiş bu şehrin haline bakın!
İnşa ve ihya edicisini idrak edemeyen, sahip çıkamayan şehre veyl!
Yazık, kendisine şehrin emanet edildiği yöneticilere, siyasîlere!

Veyl, veyl ki, şehrin tarihîne, tarihî kültürüne, tarihî şahsiyetine, tarihî duruşuna asla lâyık olmayan ancak şehir adına ahkâm kesen iktidar sahiplerine!

Kendisine sahip çıkanları unutmak bir “amnezi” halidir, hafıza kaybıdır, ruh hastalığıdır.

O, 29 yıl şehrinize sahip çıktı ama siz bırakın ona, onun mirasına, onun davasına sahip çıkmayı, onun ismine bile sahip çıkamadınız!

O’nun isminden ürktünüz, korktunuz!

O’nun isminden korkanlarla aynı safı paylaştınız!

Dünü muhteşem bugünü meflûç ve mülevvesleştirilmiş bu şehir O’nun ismine bile sahip çıkamadı!

Çünkü “zuhurunun şiddeti” herkesi rahatsız etti!

O, şehrinin ve bütün bir Osmanlı medeniyet dünyasının “ifsat olmaması” için uğraştı.

Bugün ise ismi etrafında koparılan gürültüleri herkesten önce defetmesi gereken şehir, yâni Trabzon, ne yazık ki “40 bin aleviyi katletti” galiz iftirasına “sükût ikrardandır” fehvasınca sessiz kalıyor. Böylece koronun “kakafoni”sini vecd içinde dinliyor!

Daha 11 yaşında bir çocukken babası II.Bayezid’in Trabzon’a emanet ettiği, “devlet-i ebed müddet”i devralacağı güne kadar Trabzon’u da ona emanet ettiği büyük Cihangir, bugün İstanbul’daki kabrinden Trabzon’u mahzun bir şekilde seyrediyor!

Kendisine sahip çıkamayan şehrin haline ibretle bakıyor!

Kime sahip çıkabildi ki O’na sahip çıkabilsin?

Oğlu Süleyman’ın döşeğinde doğduğu, annesi Gülbahar Hatun’un toprağında yattığı Trabzon O’nu idrak etmekten aciz bir halde!

Kimden bahsettiğimizi anlıyorsunuz.

Yavuz Sultan Selim’den… Yâni Hâdim'ul-Harameyn'iş-Şerifeyn”den…

Fatih’in Trabzon’un fethinden 20 yıl sonra torunu Yavuz Sultan Selim’in 1481-1510 yılları arasında 29 yıl Trabzon’da Sancakbeyi (Vali) olarak görev yaptığını biliyoruz. Oldukça geç bir dönemde imparatorluğun başına geçen Yavuz 8 yıl içinde imparatorluğun sınırlarını çok geniş coğrafyaya kavuşturdu. Yöneticiliğinin yanında muhteşem bir divan sahibi (ancak ne yazık ki bugüne kadar yayınlanmamıştır) olan Yavuz erken bir yaşta, 49 yaşında vefat ediyor.

Konumuz Yavuz Sultan Selim’in kronolojik hayatı değil.

Trabzon’un Büyükşehir Belediyesi statüsü kazanmasıyla birlikte metropol ilçeye “Yavuz Selim” ismi verilmesi teklifinin TBMM İçişleri Komisyonu’nda “Ortahisar” olarak değiştirmesine değinmek istiyoruz.

İşin TBMM İçişleri Komisyonu süreci şöyle:

Önce Kanun Tasarısı “Trabzon ilinde, Trabzon Belediyesinin mahalleleri merkez olmak üzere, Trabzon Merkez ilçe sınırları içerisindeki köyler ile belediyelerden oluşan Yavuzselim ilçesi ve aynı adla belediye kurulmuştur.”  şeklinde İçişleri Komisyonuna geliyor. Alevi milletvekillerinin diretmesi ve komisyon üyesi 16 AKP, 5 CHP, 3 MHP ve 1 BDP milletvekilinin “oybirliğiyle” değiştirilerek 31.10.2012 tarih ve 11 no.lu kararla şu şekilde kabul ediliyor:

“Yirmialtıncı fıkrasında ve Tasarıya ekli (25) sayılı listede geçen “Yavuzselim” ibareleri,
Trabzon merkezinin isminin eskiden beri Ortahisar olarak anılması ve tarihi özellikleri sebebiyle “Ortahisar” olarak değiştirilmesi suretiyle, kabul edilmiştir.”

Gerekçeye bakın: “Trabzon merkezinin isminin eskiden beri Ortahisar olarak anılması ve tarihi özellikleri sebebiyle” Yavuzselim ismi Ortahisar olarak değiştiriliyor. Yâni bu gerekçeye göre “Yavuz Selim” isminin hiçbir tarihi özelliği yok!

Tarihe kayıt düşülmesi açısından bu karara imza atan İçişleri Komisyonu’nun AKP’li üyeleri ile Trabzon AKP Milletvekillerinin de isimlerini zikredelim.

İçişleri Komisyonu’nun AK Parti’li milletvekilleri:
Feyzullah Kıyıklık (İstanbul), Mehmet Ersoy (Sinop), Hüseyin Bürge (İstanbul), Gülay Samancı (İstanbul), Ali Küçükaydın (Adana), Cuma İçten (Diyarbakır), Sermin Balık (Elazığ), İlhan İşbilen (İzmir), Muzaffer Aslan (Kırşehir), İlyas Şeker (Kocaeli), Mustafa Alkış (Konya), A. Tevfik Uzun (Mersin), Alpaslan Kavaklıoğlu (Niğde), Ali Turan (Sivas), M. Emin Dindar (Şırnak), Özcan Ulupınar (Zonguldak).

Bu değişikliğe “seyirci kalarak” onaylayan Trabzon’un AK Parti’li Bakan ve Milletvekilleri:

Erdoğan Bayraktar (Çevre ve Şehircilik Bakanı), Aydın Bıyıklıoğlu, Faruk Nafiz Özak, Safiye Seymenoğlu.

Ayrıca MHP Milletvekili Koray Aydın ve CHP milletvekili M. Volkan Canalioğlu.

Şehir Fatih, Yavuz, Kanuni hamasetinden vazgeçemiyor ama Trabzon’un Büyükşehir Belediyesi olmasıyla kurulan metropol ilçenin ismi TBMM’ye gönderilen tasarıda “Yavuz Selim” olarak yer almışken, İçişleri Komisyonu’nda CHP’li değil de AKP’li üyelerin teklifiyle “Ortahisar” olarak değiştiriliyor.
Böylece yeni ilçeye “Yavuz Selim” yerine “Ortahisar” ismi konuluyor. O da ilginç ve saçma. Çünkü Trabzon’da 3 hisar var: Aşağı, orta ve yukarı hisar. Yeni ihdas edilen Ortahisar ilçesi galiba sahilden başlayıp Bahçecik’e kadar çıkacak. Peki bu “Ortahisar” ne oluyor?

Hiçbir anlam, derinlik, arka plân, güzellik, aidiyet içermeyen bir isim: Ortahisar.

Tam bir coğrafi anakronizm. Şaşkınlığın ve paniğin verdiği tam bir toponimik saçmalık.. 
Bu isim değişikliği üzerine Ak Parti’nin Trabzon Milletvekilleri “komisyondaki bazı arkadaşlarımızın hassasiyetini dikkate aldık.” diyor. Yâni komisyondaki Alevi milletvekillerinin bu isme karşı çıkması üzerine AKP’liler “ric’at” ederek isim değiştiriyorlar. Bütün bir şehrin tarihsel aidiyet damarları bir tarafa itiliyor, adeta şehir bu damardan koparılıyor,  ancak Alevî milletvekillerinin ‘direniş’leri AKP’nin duyarlılık hisarlarını yıkıyor.

Trabzon’un AK Parti’li Bakan ve milletvekilleri herhalde heyecan, panik ve şaşkınlıktan “Tunceli”nin bir ilçesine “Yavuz Selim” isminin konulduğunu zannediyor olsalar gerek!
Peki, “Yavuz Selim” ismine karşı çıkan Alevî milletvekilleri, Alevilerin yoğun oldukları bir ilçeye Trabzon’lu siyasîlerin tasvip etmedikleri bir isim verilmesi karşısında Trabzon milletvekillerinin  hassasiyetlerini (eğer varsa tabii)dikkate alacaklar mıdır? Hiç zannetmiyoruz.

Bu nasıl bir komplekstir, nasıl bir korkudur?
Hâle bakılırsa Trabzon’da Osmanlı’dan kalma ne varsa hepsinin silinmesinin önü böylece açılmış oluyor!

Alevi milletvekillerinin taleplerine bu kadar saygılı (!) AK Parti’li vekillere isim değişikliği önerilerini biraz daha genişleterek Trabzon’daki tüm Ömer, Osman, Ayşe isimlerinin de  değiştirilmesini teklif etmelerini tavsiye ediyoruz!  Böylece toplumsal barışa (!) daha yüksek bir katkı yapmış olurlar!

Dahası var: Yavuz Sultan Selim isimli tüm eğitim kurumlarını, mahalleleri, kültür merkezlerini, cadde ve sokaklarını da değiştirmek lazım.
Şu anda Trabzon’da Alevi nüfusu veya topluluğu olmamasına rağmen bu girişim şehrin duyarlılığına binaen mi yapılıyor?

Öte yandan stadyumuna ve futbol takımına sahip çıktığı kadar tarihî şahsiyetlerine, hazinelerine sahip olamayan bir şehrin patolojik hali giderek derinleşiyor!
Bunca tarihçiler, iş adamları, kültür-sanat adamları, bürokratlar neredeler? Hiçbir yerde yoklar!  Çünkü bu “vak’a-i adiye”den iş için zihin yormaya değmez!

Akçeli işler için heyecanlananların, adrenali yükselenlerin şehrin toponimisi değişirken tansiyonları düşüyor!
“Tarihî yazan coğrafyadır” sözüne bir ilave yapalım: Gelecek yüzyıllarda Trabzon’un tarihini yazacaklara bugünden toponimik malzeme hazırlayamayanların bugün de bu şehirde yaşama hakları olmasa gerek! Eğer yaşıyorlarsa bu “bitkisel hayat”tan ibaret bir canlılıktır!

Yazımızın başındaki cümlelerimizi tekrarlayarak bitirelim:
Yazık Trabzon’a!
Yazık bir zamanların medeniyet şehrine!
İnşa ve ihya edicisini idrak edemeyen, sahip çıkamayan şehre veyl!
Yazık, kendisine şehrin emanet edildiği yöneticilere, siyasîlere!
“Şifasız bir illet”le malûl, “hafızası” silinmiş bir şehrin haline bakın!

Bir atasözümüz “gevşek tükrük sakal murdar eder” der. Madem sahip çıkamayacaktınız niçin “Yavuz Selim” ismini teklif ettiniz? Bu şehre yapılmış tam bir “istiskal” yâni aşağılama, tahammül edememedir. Tarih bu istiskali unutmayacaktır! Yeniden depreşen “tarihî hamakat”in izah edilir bir tarafı yok!

Size “Şehirden Yavuz Selim ismi silinirken siz neredeydiniz?” diye sorarlar bir gün!
Yazık medeniyet şehri Trabzon’u “beyin felci”ne uğratıp “ismini hatırlayamaz” hale getirenlere!

Yazık, tarihsel saplantılarını inanç haline getirip, senin büyük tarihinin isimlerini sana lanet edilesi, kaçılası bir isim olarak sunanlara boyun eğenlere.
Tarih ve şehir bu zavallı karara imza atanları da layıkıyla hatırlayacaktır mutlaka.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder