duzenliyahya@gmail.com
Kıyamet alâmetleri gibi ani
yaşanan değişimlere ilişkin söylenen klasik cümledir: “Bir haber okudum, hayatım değişti!” Bu hafta ne yazayım diye
düşünürken birden gözüme ilişen bir haber başlığı dikkatimi çekti. Ben de şöyle
diyeyim bari: “Bir haber okudum idrakim
dondu!” Öyle bir haber ki, bütün bir şehrin ‘varoluş nedeni’ni ortadan kaldıracak, yâni, şehri boşluğa
düşürecek türden bir haber…
Bu haber niçin önemli? Şunun
için: Modern zaman şehirlerine musallat virüslerin en yaygını olan futbol,
bütün şehirlerimizden çok daha fazla Trabzon’da hastalığın ‘metastas’ yaptığı
bir hal aldı. Bu virüsün bütün organlarını sardığı kadîm medeniyet şehri,
kendisini sağlıklı zannediyor ve enerjisini “stadiumus”ta depoluyor. Böylesine,
tedavi kabul etmez bir bağımlılıkla
futbola kilitlenmiş bir şehir halkı, Trabzon Akyazı’da yıllardır süren
hazırlıklar sonucu deniz doldurularak inşa edilen 40 bin kişilik yeni
“OLİMPOS”una kavuşacağı günü bekliyordu. Başbakan AKYAZI OLİMPOSU’nun temelini
atmak üzere Trabzon’a geldi, fakat nedendir bilinmez, halk açılışa rağbet
etmedi ve Başbakan’ı mahcup etti. (!) Her hafta Avni Aker Stadiumus’unu
dolduran şehre “KUTSAL BİR ANIT YAPI” olarak sunulan, neredeyse tüm şehir
halkını kutsayacak olan Akyazı Olimpos’unun açılış törenine ilgi göstermedi.
Bu haberi söz konusu ederek, ironiyle karışık bir gerçeklik olarak
birkaç cümle edelim. Uzun süredir şehirle ilgili yazdığımızdan, şehre dair
“menhiyat ve seyyiat”lara da arada bir vurgu yapmamız gerekiyor.
Hayret ve dehşetteyiz!
Eyvah! Varoluşu bütünüyle
‘futbola indirgenmiş ve endekslenmiş’ bir şehrin yatağı mı kayıyor yoksa?
Böyle bir şey nasıl olur? Bu,
cumhuriyetle birlikte tarihî hafızası silinme sürecine girmiş kadîm bir
medeniyet şehrinin intihar teşebbüsü demek! Trabzon gibi, giderek ruhunu
kaybeden ve ‘protez bir ruh’la (!) yaşamaya çalışan bir şehir için önemli bir
travma.
Böyle bir şey olabilir mi?
Aklımız almıyor. Eski bir yazımda söylediğim gibi; ‘kaslarından beslenen bir şehir’ için böyle bir şey yeni varlık nedenine de ihanet demek!
(Sözümüzün burasında,
duyduğumuza göre “Trabzonspor’un son
zamanlarda kendi sahasında oynadığı maçlara taraftarın ilgisizliği ve
tribünlerin boşluğu” bariz bir şekilde ortaya çıkmış. Bu önemli bir ahir
zaman alâmetidir! Bir şehrin kıyameti (!) böyle başlıyor demek ki…)
Ayıp değil mi? Antik
Olimpos’tan sonra olimpiyat ateşini Trabzon’da tekrar yakacak olan 40 bin
kişilik AKYAZI OLİMPOSU’nun temel atma töreninde Başbakan’a bu yapılır mı?
Böylesine kutsal bir sunak
için Trabzon’a getirilen Başbakan yalnız bırakılır mı?
“Olimpia kenti” çok ayıp
etti! Öyle zannediyorum ki Başbakan Olimpus için bir daha gelmez! Gelse de bu
‘karşılama travması’nı unutmaz herhalde.
İşin bir tuhaf, trajik ve
tezatlı tarafı da şu ki; Başbakan Trabzon’a geliyor ve halka konuşma yapıyor.
Konuşmasında gençlere “Sizden rica ediyorum, gidin Trabzonlu Ali
Şükrü Bey’in hayatını okuyun” diye önemli bir mesaj veriyor. Trabzon’un
bu şehid-i muazzez şahsiyetine yaptığı vurguyu önemsiyoruz. Ancak, lafta
kalmamak şartıyla. Çünkü bu muazzez şehid’in şehid ediliş yıldönümlerinde bile
tüm şehir halkıyla birlikte Trabzon’lu Bakanlar, Milletvekilleri, Valilik,
Belediye, Odalar, Üniversite, STÖ’ler ve diğer kuruluşların nasıl sessizliğe
büründüklerini, korku yuvalarına çekildiklerini biliyoruz.
Başbakan bir taraftan
gençlere “Ali Şükrü Bey’in hayatını okuyun” derken, diğer taraftan O’nun
davasına tam zıt bir yönlendirme ile bu kez “Akyazı Stadyumunun gençler için
ne kadar önemli olduğu”na vurgu yapıyor.
Böylesine bir tezad herhalde
“bize mahsus” bir diyalektik olsa gerek!
Trabzon halkı Akyazı
Stadyumu’nun açılış törenine itibar etmeyince tabii Başbakandan önce Ak Parti
yönetiminin kimyası bozuldu. Panik halinde Başbakan’a yapılan bu büyük “ayıp”ın
hemen suçluları aranmaya başladı.
Vah vah! O Başbakan ki;
Trabzon’a 40 bin kişilik Olimpus’u kazandıracaktı !
Ayıp ettin be Trabzon!
Kutsal gazabı hakettin be
Trabzon!
·
Sen ki; en kutsal
uğraş olarak “meşin top”un peşinden 7X24 koşarsın, bu sana yakışır mı?!
·
Sen ki ‘kutsal
renk’lerin olan denizin mavisiyle toprağın bordosunu yeni olimposlara taşımak
iddiasındasın, bu sana yakışır mı?!
Ve tam bir teatral komedi
diyalogları yaşanmaya başladı. “Akyazı neden dolmadı” diye Ak Parti
Trabzonspor’u ve Valiliği, Trabzonspor da Ak Parti’yi suçladı. Suçlama nedeni:
Açılışın sorumlusu Trabzonspor’du, organizasyonu o yapmalıydı.
Biz her üç kurumun da
(Valilik, Ak Parti, Trabzonspor) MASUM olduğunu düşünüyoruz.
Niçin mi?
KUTSAL AKYAZI OLİMPOSU’nun
heyecanı ve büyüsü öylesine sarmış ki tüm şehir halkını, neredeyse Başbakan’dan
başka her şeyi unutmuşlar.
Şehrin kimliğinin,
şahsiyetinin, ruhunun tedricî bir biçimde yok edilmesi, katledilmesi karşısında
hiçbir tepki vermeyen iktidar partisi, Valilik, Belediye, ve diğer kuruluşlar,
ciğerlerine hançer saplanmış gibi, söz konusu “futbol” ve Akyazı Olimpos’u olunca
feryâd ediyor, Başbakan’a yapılan bu “ayıp”ın suçlusunu arıyorlar! Bu korkuyla “Acaba biz de mi suçluyuz?” diye
suçluluk kompleksine kapılacaktık ki, Trabzon’un Hatun milletvekili bütün
bunlara rağmen Başbakan’ın “gene de
Trabzon’dan moralli ayrıldığı”nı söyleyince rahatlıyoruz (!)
Suçlu aramalarına gerek yok.
Olsa olsa mitolojideki hırs ve güç sembolü Denizler Tanrısı Poseidon, kendinden
çalınan mekânın doldurulup yeni “şehir olimposu” yapılmasına öfkelenmiştir! Bu
Poseidon’un gazabı olsa gerek.
Ancak Trabzon şöyle bir
tezadı da yaşıyor: Bir taraftan Akyazı Stadiumus’unun açılışına ilgi
göstermezken, diğer taraftan yapılan bir araştırmada “Trabzon’da Akyazı
Stadyumu’nun Lojistik ve Yeni bir Üniversite’den daha önemli olduğu” yönünde
eğilim gösteriyor.
Trabzon’da Ali Şükrü Beyi
hatırlayan ve gençlere hayatını okumalarını tavsiye eden Başbakan’ın Akyazı
Stadyumu açılış törenine ilgi göstermeyen Trabzon halkını, belki de tebrik
etmesi gerekir.
Trabzon, (gene bir yazımızda
söylediğimiz gibi) bünyesini saran ‘futbol virüsü’ne karşı “kendisini karantinaya almadıkça”
ne olduğunun, ne olması gerektiğinin farkına, idrakine varamayacaktır!
Avni Aker stadiumus’una, Akyazı
Olimpos’una bakma Trabzon! Yolunu
kaybedersin!
Tarihine, mümtaz
şahsiyetlerine bak, kimliğine dön Trabzon! Yol
katedersin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder