9 Aralık 2013 Pazartesi

HAYRET! TRABZON HALKI “KUTSAL AKYAZI OLİMPOSU”NA İLGİ GÖSTERMEDİ!

Yahya Düzenli
duzenliyahya@gmail.com

Kıyamet alâmetleri gibi ani yaşanan değişimlere ilişkin söylenen klasik cümledir: “Bir haber okudum, hayatım değişti!” Bu hafta ne yazayım diye düşünürken birden gözüme ilişen bir haber başlığı dikkatimi çekti. Ben de şöyle diyeyim bari: “Bir haber okudum idrakim dondu!” Öyle bir haber ki, bütün bir şehrin ‘varoluş nedeni’ni ortadan kaldıracak, yâni, şehri boşluğa düşürecek türden bir haber…

Bu haber niçin önemli? Şunun için: Modern zaman şehirlerine musallat virüslerin en yaygını olan futbol, bütün şehirlerimizden çok daha fazla Trabzon’da hastalığın ‘metastas’ yaptığı bir hal aldı. Bu virüsün bütün organlarını sardığı kadîm medeniyet şehri, kendisini sağlıklı zannediyor ve enerjisini “stadiumus”ta depoluyor. Böylesine, tedavi kabul etmez bir bağımlılıkla futbola kilitlenmiş bir şehir halkı, Trabzon Akyazı’da yıllardır süren hazırlıklar sonucu deniz doldurularak inşa edilen 40 bin kişilik yeni “OLİMPOS”una kavuşacağı günü bekliyordu. Başbakan AKYAZI OLİMPOSU’nun temelini atmak üzere Trabzon’a geldi, fakat nedendir bilinmez, halk açılışa rağbet etmedi ve Başbakan’ı mahcup etti. (!) Her hafta Avni Aker Stadiumus’unu dolduran şehre “KUTSAL BİR ANIT YAPI” olarak sunulan, neredeyse tüm şehir halkını kutsayacak olan Akyazı Olimpos’unun açılış törenine ilgi göstermedi.

Bu haberi söz konusu ederek, ironiyle karışık bir gerçeklik olarak birkaç cümle edelim. Uzun süredir şehirle ilgili yazdığımızdan, şehre dair “menhiyat ve seyyiat”lara da arada bir vurgu yapmamız gerekiyor.

Hayret ve dehşetteyiz!

Eyvah! Varoluşu bütünüyle ‘futbola indirgenmiş ve endekslenmiş’ bir şehrin yatağı mı kayıyor yoksa?

Böyle bir şey nasıl olur? Bu, cumhuriyetle birlikte tarihî hafızası silinme sürecine girmiş kadîm bir medeniyet şehrinin intihar teşebbüsü demek! Trabzon gibi, giderek ruhunu kaybeden ve ‘protez bir ruh’la (!) yaşamaya çalışan bir şehir için önemli bir travma.

Böyle bir şey olabilir mi? Aklımız almıyor. Eski bir yazımda söylediğim gibi; ‘kaslarından beslenen bir şehir’ için böyle bir şey yeni varlık nedenine de ihanet demek!

(Sözümüzün burasında, duyduğumuza göre “Trabzonspor’un son zamanlarda kendi sahasında oynadığı maçlara taraftarın ilgisizliği ve tribünlerin boşluğu” bariz bir şekilde ortaya çıkmış. Bu önemli bir ahir zaman alâmetidir! Bir şehrin kıyameti (!) böyle başlıyor demek ki…)

Ayıp değil mi? Antik Olimpos’tan sonra olimpiyat ateşini Trabzon’da tekrar yakacak olan 40 bin kişilik AKYAZI OLİMPOSU’nun temel atma töreninde Başbakan’a bu yapılır mı?

Böylesine kutsal bir sunak için Trabzon’a getirilen Başbakan yalnız bırakılır mı?

“Olimpia kenti” çok ayıp etti! Öyle zannediyorum ki Başbakan Olimpus için bir daha gelmez! Gelse de bu ‘karşılama travması’nı unutmaz herhalde.

İşin bir tuhaf, trajik ve tezatlı tarafı da şu ki; Başbakan Trabzon’a geliyor ve halka konuşma yapıyor. Konuşmasında gençlere “Sizden rica ediyorum, gidin Trabzonlu Ali Şükrü Bey’in hayatını okuyun” diye önemli bir mesaj veriyor. Trabzon’un bu şehid-i muazzez şahsiyetine yaptığı vurguyu önemsiyoruz. Ancak, lafta kalmamak şartıyla. Çünkü bu muazzez şehid’in şehid ediliş yıldönümlerinde bile tüm şehir halkıyla birlikte Trabzon’lu Bakanlar, Milletvekilleri, Valilik, Belediye, Odalar, Üniversite, STÖ’ler ve diğer kuruluşların nasıl sessizliğe büründüklerini, korku yuvalarına çekildiklerini biliyoruz.

Başbakan bir taraftan gençlere “Ali Şükrü Bey’in hayatını okuyun” derken, diğer taraftan O’nun davasına tam zıt bir yönlendirme ile bu kez “Akyazı Stadyumunun gençler için ne kadar önemli olduğu”na vurgu yapıyor.

Böylesine bir tezad herhalde “bize mahsus” bir diyalektik olsa gerek!

Trabzon halkı Akyazı Stadyumu’nun açılış törenine itibar etmeyince tabii Başbakandan önce Ak Parti yönetiminin kimyası bozuldu. Panik halinde Başbakan’a yapılan bu büyük “ayıp”ın hemen suçluları aranmaya başladı.

Vah vah! O Başbakan ki; Trabzon’a 40 bin kişilik Olimpus’u kazandıracaktı !

Ayıp ettin be Trabzon!
Kutsal gazabı hakettin be Trabzon!

 ·        Sen ki; rüyalarında uçtuğun, hayallerini süsleyen “11 şehir azizi”nin yeni olimpos’una karşı bu saygısızlığı nasıl yaparsın?

·        Sen ki; en kutsal uğraş olarak “meşin top”un peşinden 7X24 koşarsın, bu sana yakışır mı?!

·        Sen ki ‘kutsal renk’lerin olan denizin mavisiyle toprağın bordosunu yeni olimposlara taşımak iddiasındasın, bu sana yakışır mı?!

 O Başbakan ki Trabzon’a Avrupa Gençlik Olimpiyatları için yarım katrilyona yaklaşan (bugün çürümeye terkedilen) spor yatırımları yaptı.

Ve tam bir teatral komedi diyalogları yaşanmaya başladı. “Akyazı neden dolmadı” diye Ak Parti Trabzonspor’u ve Valiliği, Trabzonspor da Ak Parti’yi suçladı. Suçlama nedeni: Açılışın sorumlusu Trabzonspor’du, organizasyonu o yapmalıydı.

Biz her üç kurumun da (Valilik, Ak Parti, Trabzonspor) MASUM olduğunu düşünüyoruz.

Niçin mi?

KUTSAL AKYAZI OLİMPOSU’nun heyecanı ve büyüsü öylesine sarmış ki tüm şehir halkını, neredeyse Başbakan’dan başka her şeyi unutmuşlar.

Şehrin kimliğinin, şahsiyetinin, ruhunun tedricî bir biçimde yok edilmesi, katledilmesi karşısında hiçbir tepki vermeyen iktidar partisi, Valilik, Belediye, ve diğer kuruluşlar, ciğerlerine hançer saplanmış gibi, söz konusu “futbol” ve Akyazı Olimpos’u olunca feryâd ediyor, Başbakan’a yapılan bu “ayıp”ın suçlusunu arıyorlar! Bu korkuyla “Acaba biz de mi suçluyuz?” diye suçluluk kompleksine kapılacaktık ki, Trabzon’un Hatun milletvekili bütün bunlara rağmen Başbakan’ın “gene de Trabzon’dan moralli ayrıldığı”nı söyleyince rahatlıyoruz (!)

Suçlu aramalarına gerek yok. Olsa olsa mitolojideki hırs ve güç sembolü Denizler Tanrısı Poseidon, kendinden çalınan mekânın doldurulup yeni “şehir olimposu” yapılmasına öfkelenmiştir! Bu Poseidon’un gazabı olsa gerek.

Ancak Trabzon şöyle bir tezadı da yaşıyor: Bir taraftan Akyazı Stadiumus’unun açılışına ilgi göstermezken, diğer taraftan yapılan bir araştırmada “Trabzon’da Akyazı Stadyumu’nun Lojistik ve Yeni bir Üniversite’den daha önemli olduğu” yönünde eğilim gösteriyor.

Trabzon’da Ali Şükrü Beyi hatırlayan ve gençlere hayatını okumalarını tavsiye eden Başbakan’ın Akyazı Stadyumu açılış törenine ilgi göstermeyen Trabzon halkını, belki de tebrik etmesi gerekir.

Trabzon, (gene bir yazımızda söylediğimiz gibi) bünyesini saran ‘futbol virüsü’ne karşı “kendisini karantinaya almadıkça” ne olduğunun, ne olması gerektiğinin farkına, idrakine varamayacaktır!

Avni Aker stadiumus’una, Akyazı Olimpos’una bakma Trabzon! Yolunu kaybedersin!
Tarihine, mümtaz şahsiyetlerine bak, kimliğine dön Trabzon! Yol katedersin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder