22 Kasım 2011 Salı

"TRABZON BÜYÜKŞEHİR"İ BÜYÜK KAOSLAR BEKLİYOR...

YahyaDüzenli
duzenliyahya@gmail.com

Sanal bir dünyada yaşıyoruz… Sanal yâni gerçekliği olmayan, gerçekliği görüntüden, sesten, efektten ibaret bir dünyada… Eski deyimle “mevhum” bir dünyadayız. Gerçeklerin değil de vehimlerinin gerçek “zann”nedildiği bir dünya…

Bu sanal alemin tüm ilişki biçimleri ve olayları da sanal… İnsan ve şehir de sanal… Daha doğrusu hakikatini-ruhunu kaybetmiş bir dünyanın yeni gerçeklik biçimi olarak “sanal”laşma…

Bilinçaltımızda gerçekliğine inanmadığımız bir dünyanın heyecanları ve üzüntülerini yaşamaya çalışıyoruz. Yâni kendimizden kaçıyoruz. Başka “ben”ler, başka “kendi”likler icada zorlanıyoruz.
Zorlama icadlarla oluşturduğumuz “vehimler dünyası”nda gayr-i insanî bir biyolojik hayat ve bu hayatın sürdürüldüğü “botanik” dünya… Ve tabii “botanik şehir”… Botanik yâni sadece bitkisel hayatın sürdüğü bir şehir…

Böyle bir trajediyi yaşıyoruz.

Trajik olan şu: “Var olduğu farz edilen” şeyler giderek gerçekmiş gibi oluyor… Tıpkı daha önce bir yazımızda konu ettiğimiz P. Weir’in “The Truman Show” isimli filmin kahramanı Truman Burbank gibi gerçek zannettiğimiz dünyanın-hayatın, bizim için hazırlanmış film platosu
olması gibi…

Böyle bir dünyanın şehirleri de “sanal şehir” haline geliyor. Sanal bir hayat… Sanal bir şehir…

Sözü Trabzon’un “Büyükşehir” olmasına bağlamak istiyoruz. Trabzon’la birlikte 11 şehrimiz daha “Büyükşehir” statüsüne kavuşuyor. Ne büyük lütuf (!)

Büyükşehir olmanın tek gerekçesi, tek şartı: Nüfus… Şehrin nüfusu 750 bin ve üzeri oldu mu
Büyükşehir oluyorsunuz. Ya da iktidarın büyükşehir yapmak istediği bir şehir varsa bütün ilçeler toplama dahil edilir ve şehriniz “büyük” olur (!)

Şehrimiz “büyükşehir” olunca yeni bir ruhla, muhtevayla büyüyecek mi? Yoksa daha da irileşecek, daha da urlaşacak mı? Bizce “büyükşehir”le birlikte şehir kaoslarının daha da büyüyeceği…

Şimdiden “40 gün 40 gece düğün ve şenlik” için kollar sıvanıyor… Siyasiler ve Yerel Yöneticiler, STÖ’ler “sanal beklentiler” ve “sanal tasarımlar”la “Büyükşehir Şöleni”ne hazırlanıyorlar… Belediye Başkanı bir yerel TV kanalında Trabzon’un “Büyükşehir olmaya hazır” olduğunu, “Büyükşehirle hayatımızın şehrimizin nasıl değişeceği”ni ballandıra ballandıra anlatıyor: Avrupa fonlarından gelecek paradan şehre akacak kaynaklara kadar şehrimiz bir “cennet galaksisi”ne dönüşecek (!)…

Bütün masallar böylesine platonik aşklarla başlar. Sonra geçimsizlikler baş gösterir, kimya bozulur ve hikâyemiz pişmanlıkla, ayrılıkla, ‘yaşanamaz’ hale gelen hayatla son bulur…

Ümidimiz ve duamız şehrimizin böyle bir hikâyeyi yaşamaması… Ancak korkarız ki hikâyemiz
aynen gerçekleşecek…

Verilen sözler sanal, vaatler sanal, inanmalar sanal, sevinçler sanal, gelecek öngörüleri sanal. Yâni hiçbir gerçekliği ve geçerliliği yok.

Trabzon Büyükşehir olacak da ne kazanacak?

Yerel deyimle; “küçük şehir iken her şeyi fethettiniz de büyük şehir olacak da meşk mi edeceksiniz!”

Trabzon “büyük” bir şehir mi olacak? Evet!

Kaosu büyüyecek.
Yönetilemeyişi büyüyecek.
Gürültüsü büyüyecek.
Şehrin yaşanamazlığı büyüyecek.
TOKİ tabutlukları benzeri gökdelenler büyüyecek.
Sorunları büyüyecek.

Daha?

Topoğrafyası tahrip edilecek. Şehir “rahatlama”ya değil “rant”a açılacak…

Küçük bir şehri yönetmeyi beceremeyenler Büyükşehir yöneticisi olacaklar!

Oldu olacak, bazı şehirlerimizin Gazi, Şanlı, Kahraman tanımlamalarına ilaveten şehrimizin “61 fetişi”ne bir fetiş daha ilave edelim: “Büyük Trabzon”…

Büyükşehirlerimizin hali ortada… Hayatın yaşanamaz hale geldiği, insanın boğulduğu, her türlü kirliliğin kol gezdiği metropoller… İstanbul, İzmir, Ankara, Adana, vs…

Büyükşehirin yok ediciliğine karşı sadece Trabzon’un coğrafyası/topoğrafyası direnecek. Onunla başa çıkamayacakları için… Çünkü coğrafyayı ‘terbiye etmek’ için epey zahmet çekmek gerekiyor. Kim bilir, belki şimdiden “düzlemeye” başlarlar da torunlarımız dümdüz bir Trabzon coğrafyasında mikroorganizmalar şeklinde yaşarlar.

Moğol ordularının İslâm şehirlerine musallat olduğu gibi, şimdiden saldırıya hazır rant iştahıyla bekleyen “konsorsiyum”lar oluşmaya başlamıştır belki de… Şehre “ihsan” edilen “Büyükşehir”unvanından kaynaklanan rantlar bakalım kimlere “ikram” edilecek.

Trabzon BÜYÜK ŞEHİR’e dönüşünce; Büyük şehir de BÜYÜK ŞERlere, büyük şekavetlere, büyük şenaatlere kapı aralayacak…

Selîm akılla soralım ve düşünelim?

Bugüne kadar şehrin hangi temel sorunu Trabzon Büyükşehir olmadığı için çözülemedi?

Trabzon “Büyükşehir” olmakla kazanacaklarından çok daha fazla şeyleri kaybedecek!

Örnek mi istiyorsunuz? Son 20 yılda ilçe yapılan Trabzon’un bazı belde/nahiyelerine bir göz atın anlarsınız. Dernekpazarı, Şalpazarı, …… Neler kazandı veya neler kaybetti? Habire çirkinleştirilmeye uğraşılan kovboy kasabası gibi doğal özellikleri tahrip edilmiş, tek caddeli küçük ilçeler… Çirkin yapılaşmalar, vs…
Kazanılan ne? Büyüyen bürokrasi…

Trabzon’da da aynısını bekliyoruz! Çünkü “ayan olan beyan istemez”.

Sadece Trabzon’un ismine, Belediye Başkanı’nın da unvanına “Büyükşehir” takısı eklenecek !

Böylece şehirli de “Büyükşehir”de daha önce şahit olmadığı, yaşamadığı “büyük sorunlar”la birlikte yaşayacak !

Her türlü tahribatlarına rağmen, bize “mevcut Trabzon” yeter! Schumacher’in söylediği gibi ;“Küçük Güzeldir!”

Trabzon’un “Büyükşehir” olmasını istemiyor muyuz? Böyle bir amacımız yok. Sadece Trabzon’u
bekleyen risklere, tehlikelere, kaoslara işaret ediyoruz.

Yazımıza “sanal şehir”den başladık, giderek “gerçek şehir”e ulaştık !

Değişik biçimde tekrar edelim: Şehir idraki olmadıkça şehriniz büyük olmuş küçük olmuş önemi yok. Hatta büyük olması daha da tehlikeli… “Hormonal Büyüme” sağlık değil hastalık belirtisi ve taşıyıcısı…

Şehre yapılacaklar öncelikle “imkân” değil “idrak” gerektirir.


(Günebakış, 23 Kasım 2011)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder