19 Kasım 2012 Pazartesi

TRABZON'DA KÖYLÜ KALMADI (!)


Yahya Düzenli

“Köylülük” ve “Şehirlilik” bir mekân aidiyeti mi ifade eder? Yoksa bir davranış refleksi midir? Veya köylülük bir zihin ve düşünüş biçimi midir?

Kasta göre değişen “köylülük” ve “şehirlilik” kavramları, ülkemizde argoya düşmüş bir şekilde bir tarafı aşağılamak, bir tarafı da itibarlı kılmak için kullanılıyor. “Köylülük” ilkellik, kabalık, görgüsüzlük, gerilik, gelenek, tarım, fakirlik, ufuksuzluk; şehirlilik ise ilerilik, incelik, refah, nezaket, saygı,  fabrika, modernlik, anlamına geliyor. “Köylülük” mefhum-u muhalifinden yola çıkılarak tanımlanan bir kavram. Yâni “şehirli olma”ya nisbet edilerek kullanılıyor.

İnsanlık tarihi, “köylü”lerle “şehirli”lerin mücadelesi olarak izah eden tarihçilerden tutunuz da, ne pahasına olursa olsun ‘köylülükten kurtulma’ya hayatını adamış iktidar sahiplerine kadar köylülükle şehirlilik arasında şekillenip duruyor.

Ülkemizde köylü”lerin şehirleri istilâsı önemli bir toplumsal olay. Hatta sosyologlara sorarsanız şehirlerimizdeki kaosun sebebi, “köylülerin şehirlere akını”. Bu akın cumhuriyet tarihi boyunca bir türlü durdurulamadı. Alınan tedbirler, zorlamalar, baskılar bir türlü köylülerin şehre akınlarını engelleyemedi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında Başkent Ankara’ya girişi yasaklanan köylüler, 90 yıl sonra şehri bütünüyle istilâ etmiş durumda.

Ama nihayet köylülükten kurtulamayan ve köylülerin istilasından kaçamayan şehirlerimiz için nihaî ve en etkili çözüm bulundu. Nasıl mı ? Yasayla, mevzuatla “köylülükten kurtuluyoruz” (!)

Şöyle:

Yeni çıkan Büyükşehir Yasasıyla nüfusu 750 bini aşan 13 ilimize daha büyükşehir statüsü kazandırıldı. Bunlar: Aydın, Denizli, Muğla, Tekirdağ, Şanlıurfa, Kahramanmaraş, Balıkesir, Van, Manisa, Hatay, Malatya, Mardin ve şehrimiz Trabzon.  Bunlarla birlikte toplam 29 büyükşehirimiz oldu.

İlginçtir ki,  siyasî iktidar büyükşehir yapmaya karar verdiği iller için formül buluyor. Eğer iktidarın büyükşehir yapmaya “azm ü cezm ü kasd ettiği” ilin “şehirli” nüfusu 750 bine ulaşamıyor ise o ilin metropol sınırını diğer ilin sınırına dayayıp, tüm köylüleri “şehirli nasb ederek” çözüm buluyor.

Yeni Büyükşehir Yasasıyla Türkiye büyük ölçüde “köylülük”ten kurtuluyor. Biraz daha gayret edip eğer tüm illerimizi “Büyükşehir” yapabilirsek, ülkemiz bütünüyle “köylülükten şehirliliğe” geçiş devrimini başarmış olacak. Tıpkı cumhuriyetin 10. Yıl Marşı’nda “On yılda on beş milyon genç yarattık” dedikleri gibi, mevcut iktidar da “On yılda ….. büyükşehir yarattık” marşını besteletmeye hak kazanmış olacak (!)

Hatta uğruna bir de “Büyükşehir Bayramı” ve resmî tatil ilan ederiz olup biter.

Sizin anlayacağınız “mevzuatla” köylülükten şehirliliğe geçiyoruz.

En önemlisi de yeni “Büyükşehir Yasası”yla feodalite yıkıldı, yeni bir çağ açıldı (!)

Kendi köyüm olan Çaykara’nın yüksek bir orman köyü de bu kanuna göre doğrudan büyükşehire dahil ediliyor. Sizin anlayacağınız benim köylülerim de yeni düzenlemeyle “otomatik şehirli” oldu (!)

Bu yeni fiili durumda, köyler metropolitan alana alındığı için istatistikler de değişecek.

Vay haline coğrafyamızın !

İklim, topoğrafya, ekolojik denge, biyolojik yapı değişecek…

Bu “şehirli” siyasiler eliyle gerçekleşen bir “köylü devrimi”.

İşin irosine biraz daha girelim:

Yeni Yasaya göre;

·         Artık büyükşehir sınırlarına alınmayan kişiler köylü olarak tanımlanacak. Nüfusa dayalı yeni bir  coğrafi işaretleme sistemi inşa olunacak.
·         Eski Ankara Valisi Nevzat Tandoğan gibi artık “Ulan köylü!” denilemeyecek!
·         Eskiden Ankara Palas’ın önüne sokulmayan köylüler artık İstanbul Kanyon’da bile gezebilecek!
·         “Köylüleri nasıl adam ederiz” diye düşünen iktidar sahipleri artık “şehirlileri nasıl adam ederiz” diye düşünecek!
·         Anadolu’daki ziraat odalarının duvarlarındaki “Köylü milletin efendisidir” levhaları indirilip, yerine “Efendi artık şehirli oldu!” levhaları asılacak.
·         Şair İsmet Özel’den “Köylüleri niçin öldürmeliyiz” mısraını değiştirmesi veya bu konuda yeni bir şiir yazması istenecek!

Daha neler mi olacak?

·         Evimiz değişecek, odalarımız, eşyalarımız değişecek.
·         Kerpiç betona saygı duyacak!
·         Tarlalar plazaların yollarını gözleyecek!
·         Köylerimizde rezidanslar yükselecek.
·         Çocuklarımıza ilkokulda öğretilen insanlık tarihindeki “yontma taş” ve “cilalı taş” dönemlerine “beton rezidans ve plaza” dönemleri eklenecek!
·         Köylüler artık gökdelenlerin teraslarında yayla yapacak!
·         Köy bakkalları kapanacak, köy AVM’leri açılacak.
·         Köy ihtiyar heyeti artık kariyer peşinde koşacak! 
·         Köy odaları bile artık “turizm belgeli” olacak!
·         Köy evlerinin ahırları otomobil garajına dönüştürülecek!
·         Almanya’dan köyüne Mercedes arabasıyla dönen işçimizin arabasının önüne o güne kadar araba görmemiş köylülerimiz artık ot, saman değil, tablet bilgisayar, iphone koyacak.
·         Herhalde inekler de artık süt yerine ‘enerji içeceği’ verecek !
·         40 yıldır bedava içtiğimiz suyu artık köy AVM’sinden pet şişelerde satın alacağız!
·         Herhalde bu yasadan sonra Türk köylüsünün en büyük hayallerinden birisi “köye metro” gelmesi olacak! Ayrıca köyümüze (yani eski köyümüze) “Havaalanı istiyoruz” talepleri yükselecek.

Türkiye bu Büyükşehir Yasası ile “binyılların devrimi”ne imza attı.  Aslında insanlık tarihinin başaramadığı on bin yıllık “köylülüğün ortadan kaldırılması” sürecini bir yasa ile bitirmiş oldu. Tanzimat’tan bu yana bir türlü gerçekleştirilemeyen bir devrim yapıldı.

İşte kalemin ve parmağın gücü bu !

Ne mutlu bize ki, Tanzimat’tan bu yana kellelerin bile verildiği modernleşme macerasını bugünkü idarecilerimizin kalem oynatmaları ve meclisteki kalkan eller sayesinde emin bir limana ulaştırmış bulunuyoruz. Gerçek “Tanzimat” bu! Tanzimat yâni tanzim edilme, istif edilme, yeni bir düzene sokulma…

Yaşasın, feodalite yıkıldı!

Artık yeni Marks’lar, yeni Lenin’ler, yeni Mao’lar çıkıp köylülere nutuk irad edemeyecek ve demokratik devrim için köylüleri harekete geçiremeyecek (!) Yani bir tarihsel ideolojinin tarihsel tabanı ve son artıkları da çöpe atılıyor. İktidarımız ve meclisimiz sayesinde tarihsel tezleri böylece bir kez daha çökmüş oldu.

Artık hepimiz şehirliyiz (!)

Bundan sonra her an karşınıza çıkacak Çaykara’nın Visir köyü yokuşundan aşağı elinde tabletle inen, bu arada Instagram’dan fotoğraf yükleyip Facebook’ta paylaşan 80 yaşında modern köylüler pardon. yeni şehirliler görebilirsiniz…

Biz kaosa dönmüş modern zaman şehirleri nasıl ıslah edilebilir ve nasıl yeniden ihya edilebilir diye düşünürken bir de baktık ki durum tersine döndü.

Bu kez “şehirli”ler köyü istila etmeye başladı.

Köyümüzü kaybetmek istemiyoruz!
Genleri bozulan köyümüze yeni bir ‘genetiği değiştirilmiş şehirli’ statüsü verilmesine isyan ediyoruz (!)

Köyümüzü geri istiyoruz ! Artık bulabilirseniz…

Gelecek on yılların mottosu ile bitirelim: “Ne mutlu köylüyüm diyene” (!)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder